ÜNAL Olcay, sayın aydınlara hitap ediyor. “37 sene Silahlı Kuvvetler'de görev yapan bir albay eskisiyim. TSK için yapılan konuşmalar yüreğini yaralıyor” diyor.
Bize, orduda harp oyunları nasıl yapılır kısaca bir senaryo halinde  anlatmak istiyor.
Özetliyoruz:
Olay 1. Ordu'da gündeme  geliyor. Dış tehdit nedir? Bu bölgede bu tehdidi MGK ve hükümet  belirler. Şimdi biz Trakya'da Yunanistan ile savaştığımızı düşünelim.  Biz saldıralım, tabii hayali. Şimdi plan yapacağız. Yapılacak ilk iş  düşman (Yunan), dost (Türkiye) kuvvetlerinin görevlerini tatbikata  katılan personele dağıtırız. Düşman kuvvetleri komutanlarını en üsten en  alta kadar isim bildirerek tayin ederiz. Oyuncuları belirleriz.
Savaş  ikiye ayrılır: cephede ve cephe gerisinde... Taraf Gazetesi'nde  yayınlanan yazılar cephe gerisidir. Kuvvetler, cephede savaşırken iki  güç de düşman gerisine sızarak kuvvet gönderir. Sızan bu güçlerin görevi  düşmanı arkadan vurmaktır. Bu sızan güçlerin komutanları da ismen  bellidir. Bu güç cephedeki kuvveti nasıl vurur?
Ünal Olcay, cephe  gerisinde neler yapılacağını; örneğin karşı tarafın düşman komutanının  neler yapabileceğini anlatıyor:
“Kargaşa çıkarmak için  Müslümanlar için önemli olan camileri bombalamak, önemli kişilere  suikast yapmak, hükümeti devirmek için halkı isyana zorlamak vs.
Sonra  dönerim o bölgenin sorumlu komutanına sen düşmanın yapmayı planladığı  bu işlere karşı koymak için neler yaparsın diye sorarım. O da kendince  tedbirler belirler. Tatbikattaki diğer subayların da fikirleri alınır.  Düşmanın yapabileceği imkân ve kabiliyetler tespit edilir. Buna karşı  alınacak tedbirler de tespit edilir ve en uygun hareket tarzı plana  girer ve onaylanır.”
Olcay devam ediyor: “İşte o gazete  yayınlanan bu plandan başkası değildir. İşte cephe bırakılmış, cephe  gerisi planları gazetede yayınlanmaktadır. Mutlaka cephe planı da  elindedir.”
SIZDIRANLAR KOMUTAN OLSA BİLE
“Bu  planın çalınması TSK için bir züldür. Nasıl çalınmıştır bilemiyorum ama  cephe gerisi Türkiye'de, cephesi Yunanistan'ın elinde olabilir. Bu  planı sızdıran şahıs kanunlarımıza göre ‘casusluk' suçundan  yargılanmalıdır; tabii buna azmettirenler de... Bu plan Yunanistan için  bulunmaz bir nimettir. İki ülke arasında kriz bile çıkarabilir. Bir  taarruz düşünüyorsak en iyi hal tarzı düşmanın eline geçmiştir.  Müsebbipleri bulunarak yayınlayanlar da dahil ‘casusluk' suçundan yargı  önüne çıkarılmalıdır. Tabii komutanlar da sorumludurlar, hangi Ordu  Komutanı zamanında bu plan çaldırıldıysa sıralı komutanlar da  yargılanmalıdır.
Anlattıklarım benim düşüncemdir ve yüzde yüz  böyledir. Hiçbir milletin ordusu kendi vatandaşına zarar vermez; bunu  düşünmek bile hainliktir. Hele camiyi bombalamak, insanın rüyasına girse  herhalde oynatır.”
Cemaatlerden  mi, laik Cumhuriyet'ten mi yanasınız
ESKİ Devlet ve Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu, http://www.egedesonsoz.com 'da  çarpıcı ve cesur yazılar yazıyor. Son yazısında “Bir ülkede adalet  varsa, cesur insanlara ihtiyaç yoktur. Ya adalet tehlikede ise” dedikten  sonra Başsavcı Cihaner'in “Tam can damarına dokunduğunu” yazıyor.  Nakşibendi, Menzil, Fethullah Gülen hareketi ile ilgili ilginç bilgiler  veriyor.
“Kutsal dinimizi, siyasi amaçları için çekinmeden  kullanmaya kalkanların unuttukları şey şudur: Haramın üstüne bina  yapılmaz, burası Atatürk Türkiye'sidir” dedikten sonra şöyle diyor:
“Türkiye'nin  Hukuk Devleti olarak kalıp kalmayacağını, AKP iktidarının tavrı  belirleyecektir. AKP Hükümeti'ni dikkatle izliyoruz.
Bir kez daha  seslenmek istiyorum. Herkesin tarafını belirlemesi zamanı geçmek  üzeredir. TÜSİAD, TOBB, SANAYİ ve TİCARET ODALARI, MESLEK KURULUŞLARI,  SENDİKALAR lütfen tercihinizi yapın ve sesinizi çıkarın. Cemaatlerden  yana iseniz onu da söyleyin. Laik Cumhuriyet'ten, Atatürk'ten,  çağdaşlıktan, demokrasiden yana iseniz konuşunuz. Bugün seslerinizi Türk  milleti olarak duymak istiyoruz.”
Rifat SERDAROĞLU
Eski Sağlık ve  Devlet Bakanı
‘Kutlu  demokrasi...'
ANAYASA Mahkemesi'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar  verdiği, AKP'nin tek başına iktidarının 8. yılında, Anayasamıza göre  laik Cumhuriyetimizin koruyucu ve kollayıcısı Türk Silahlı  Kuvvetleri'nin, kuvvet komutanları dahil olmak üzere komuta kademesinin  önemli unsurları, -AKP hükümetini düşürmek için darbe planlamak iddiası  ile yakalanarak- gözaltına alındı. Demokrasimize kutlu olsun!
Mazimi feda etmezdim
(TSK'nın) Kendilerine reva görülen muamele karşısında personelinin,  ‘sahipsizliğin' yanı sıra, aşağıda ifade edilen ‘pişmanlık' duygusuna  kapılmasının önlenmesinin ‘nereye kadar' mümkün olabileceği sorusunu  akla getirmektedir.
Bu kadar saibeliğin bu felaket mi sonu? /Biri  evvelce söylemiş olsaydı bunu /Çalışıp ömrümü çılgınca heba etmezdim!  /Ben bu müstakbele mazimi feda etmezdim!   
(Reşit ÇAĞIN'dan) 
BİLİYOR  MUSUNUZ
- CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, ‘tarikat-ticaret-siyaset'  ilişkileri ile ilgili olarak Başbakan'a “Adalet Bakanlığı'nın,  Gaziosmanpaşa Adliyesi için kiralanan apartman dairesi kimden, ne zaman,  hangi bedelle ve hangi yöntemle kiralanmıştır?” diye sorduğunu...
-  İSTANBUL İl Özel İdaresi tarafından ihale edilen ve işadamı Mehmet  Çeker tarafından 17 milyon TL'ye alınan Gedikpaşa İlköğretim Okulu'nun  (Beyazıt-Laleli yolu üzerinde) ‘semt konağı ve müştemilatı'ndan ‘ticaret  alanına' dönüştürülmesi üzerine Şehir Plancıları Odası'nın Bölge İdare  Mahkemesi'ne dava açtığını ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı  verildiğini...                                                      
-  4. LEVENT'teki İsrail Konsosolosluğu'nun bulunduğu sokaktan geçen bazı  gençleri Mossad ajanlarının kimlik kontrolundan geçirip polise teslim  ettiğini, bu nedenle bir keresinde semt karakolundan “Türk vatandaşları  niye çeviriyorsunuz” diye tepki aldıklarını...
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder