dubaide neler oldu? melih asık /milliyet
Deniz Baykal ABD ile 4 yıl önce imzalanan kredi anlaşmasında "Kuzey Irak'a girmeme koşulu"olduğunu savunuyor, "Elimde belge var" diyor... Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, Baykal'ı yalanlıyor... Nedir gerçek durum?
ABD Başkanı Bush, 2003 yılında Kongre'ye 79 milyar dolarlık bir ek bütçe tasarısı sunuyor. Tasarıda, Mısır, İsrail, Ürdün gibi ülkelere mali yardım öngörülürken Türkiye'ye de 1 milyar dolarlık hibe öneriliyor.
Ancak ABD Kongresi Türkiye'ye bazı ek koşullar getiriyor, "Kuzey Irak'a tek taraflı olarak asker konuşlandırmaktan kaçınmayı" da şart koşuyor.
Bu anlaşmayı Ali Babacan Dubai'deki IMF yıllık toplantıları sırasında, 22 Eylül 2003'te imzalıyor...
CHP anlaşmayı duyunca kıyameti kopartıyor. Baykal ve Onur Öymen "Cumhuriyet tarihinde asla kredi karşılığında dış politika taahhüdünde bulunulmadığını" hatırlatıyor, anlaşmanın acele Meclis'e getirilmesini istiyorlar.
Hükümet bu yüzden duralıyor. ABD yönetiminden Kuzey Irak koşulunun kaldırılmasına ilişkin bir formül bulunmasını istiyor. Olumlu yanıt alamıyor. Bunun üzerine anlaşmadan vazgeçiliyor...
Anlaşma Babacan tarafından imzalanmış, Türkiye 1 milyar dolar hibe (veya 8.5 milyar dolar kredi) karşılığında Kuzey Irak'a girmekten vazgeçmiştir.
Ancak yükselen muhalefet üzerine anlaşma Meclis'e getirilmemiş ve yürürlüğe girmemiştir. Tepkiler olmasa ne olurdu? Varın siz karar verin.
Erdoğan seçim gezilerini devlete ait helikopter ve otobüslerle yapıyormuş. Devletin kurumlarıyla arası iyi değil ama araçlarına karşı pek sevecen doğrusu.
Haldun Ertem
*****************
Sayaç soygunu AKP'nin "aykırı" milletvekillerinden olup bu seçimlerde adaylığını koymayan Dr. Turhan Çömez'in bir yolsuzluk duyurusunu bu sütunda aktarmıştık. Diyordu ki Çömez:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı doğalgaz dağıtım şirketi İGDAŞ, bir süre önce, 600 bin adet sayaç almaya karar veriyor. Açılan ihaleyi bir firma kazanıyor. İtalya'dan getirilen sayaçların bir tanesi için 44 euro ödeme yapılıyor. Aradan bir süre geçiyor. Genel müdür değişiyor. Yeni genel müdür abone sayısının arttığını görünce yeni bir ihale açmaya karar veriyor. O arada bir bakan tarafından Ankara'ya çağırılıyor. Bakanın odasında eski ihaleyi kazanan şirketin yetkilisini görüyor. Bakan genel müdürü bir kenara çekiyor. İhaleyi bu firmaya vermesini öğütlüyor. Genel müdür bu tavsiyeyi dinlemiyor. Açılan ihaleyi bu defa bir başka firma 22 euro fiyat vererek kazanıyor... Bir önceki ihaleyi alan firmanın yarı yarıya havadan kazanç sağladığı anlaşılıyor..."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda bir açıklama gönderdi... Açıklamada deniyor ki:
"2002 yılından 18 Mart 2004 tarihine kadar 98 bin adet regülatör alımı olmuş ve fiyat 44 euro'dan gerçekleşmiştir. Bu alımların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ dönemi ile herhangi bir ilgisi yoktur.
Başkan Sayın Topbaş, göreve geldikten sonra 2004'ten 2007 yılına kadar ise 175 bin 750 adet regülatör alımı yapılmış ve ortalama fiyat 25 euro olarak gerçekleşmiştir.
İGDAŞ'taki yeni yönetim teknik şartnamede değişikliğe giderek ihalelerde bu fiyatı elde edebilmiştir. Böylece bir önceki döneme göre toplam 3.3 milyon euro'luk bir kazanç elde edilmiştir.
Aynı usul, bölge regülatörleri ve servis kutusu alımlarında da birim maliyetlerin düşmesi neticesini getirmiş bu sayede ise 4.8 milyon YTL kazanç elde edilmiştir..."
Görüldüğü gibi Anakent Belediyesi söylenenleri doğruluyor, 2004 yılı öncesinde Anakent Belediyesi ve İGDAŞ yönetiminin kamuyu sayaç alımında 8.1 milyon dolar zarara soktuğunu açıklıyor. Peki ne olacak? Milyon dolarlar gittiğiyle mi kalacak? Bu yolsuzluğun bir sorumlusu yok mu?