ANALİZ
Hepimizin gözü önündeki Türkiye gerçeklerini ancak yaşadıkça öğrenebiliyoruz. Örneğin son birkaç yıldır “tutukluluk bir ceza halini aldı” tartışmaları yapıyoruz ama, cezaevlerindeki 57 bin kişinin yıllardır hüküm giymeden tutuklu olarak kaldığını bilmiyorduk.
Anlaşıldı ki cezaevlerinde hüküm giymeden tutulanların sayısı hükümlüleri geçmiş.
Doğru olan, tutukluluğun bir tür ceza gibi kullanıldığı.
Vahim olan, davaların yıllarca bitirilememesi.
“Geç gelen adalet adalet değildir” demiş bilge kişiler, Türkiye’deki durum adaletin hiç olmadığının belgesidir.
Bir diğer deyişle, yargının teslim bayrağını çekmiş olmasının ilanıdır.
Doğal olarak kızıyoruz; çünkü örneğin 40 küsur kişinin katili olduğu konusunda hiçbir şüphe kalmamış Hizbullah örgütünün liderleri serbest bırakıldı.
Birçok ölümlü olaya karıştığı bilinen bir mafya lideri serbest kaldı.
Dünyaya uyuşturucu sevk eden adamın biri şimdi özgür.
Kızmanın anlamı yok. Kanun böyleyse adamlar elbette serbest bırakılacak.
Biz beğenmiyoruz diye kanun uygulanmayacak değil.
Ancak şunu da sormamız gerekmiyor mu? Her şey ortadayken bir dava neden 10 yılda bitirilemez.
İşte Hizbullah’ın liderleri. 10 yıl önce saatlerce polisle çatıştılar. Polis şehit ettiler. Kendilerinden birçok kişi öldü. Sonunda çatışılan eve girildi, evde domuz bağıyla işkence edilmiş kişilerin zemine gömülmüş cesetleri bulundu. Silah, patlayıcı maddeler çıktı evden.
En önemlisi itiraflar alındı. Peki nedir kararı bu kadar uzatan, erteleyen?
Yargıtay Başkanı’na göre “iş yoğunluğu.”
Benim anladığım ise bürokratik işlemler.
Ne olursa olsun, herhalde dünyanın hiçbir “hukuk devletinde” suç ve niteliği ne olursa olsun 10 yılda bitmeyen dava yoktur.
O halde Türkiye’de de olmamalı. Üstelik “ileri demokrasiye” geçtiğimiz bir dönemde.
Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Siyasetçi bir dostumun “uçuk da olsa komplo teorisi komplo teorisidir” diyerek belirttiği bir noktayı paylaşmak istiyorum.
Eğer birileri çıkar da AKP iktidarına “Siz bu yasayı 2005 yılında Hizbullah ve benzeri İslamcı terör örgütü militanlarını kurtarmak için çıkartıp, 5 yıl beklettiniz, şimdi ortam uygun hale gelince yürürlüğe soktunuz” derse ne olacak?
Elbette Başbakan’ın “Hukukun gereği ne ise o yapılıyor” sözlerine inanmak zorundayız ama ya vicdanlar...?
CAN ATAKLI
Bu Blogda Ara
5 Ocak 2011 Çarşamba
Ak’tronot .. yılmaz özdil
Ak’tronot
Bizim cumhurbaşkanı “Boeing alalım, bizi astronot yapın” demiş de... Obama da “Valla sermayesi kurtarmaz, fiş almazsanız belki” demiş filan.
*
Üzülüyor insan.
*
İsmail Akbay...
Bursa Tirilyeli köy çocuğuydu. Haydarpaşa Lisesi’ni bitirip, ABD’ye gitti, Tennessee Üniversitesi’nden fizik mühendisi çıktı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye kaçırılan Alman roketbilimci Von Braun tarafından seçildi, NASA’daki ilk Türk oldu... 1969’da insanoğlunun Ay’a ayak basmasını sağlayan Apollo projesinde yer aldı. Apollo-Soyuz projesinin yanı sıra, uzay istasyonu
Skylab’ın motor entegrasyonunda çalıştı. Türkiye, makam arabası almaktan planöre
bile bütçe ayırmazken, tam 31 sene
NASA’da yöneticilik yaptı.
*
“Memleketim için ne yapabilirim” diye kafa yorarken, İzmirli işadamı Kaya Tuncer’le tanıştı... Kaliforniya Berkeley mezunu, Ege Serbest Bölgesi kurucusu, Ellis Adası Şeref Madalyası sahibi, Türk-Amerikan Bilim Adamları Derneği tarafından Yılın İşadamı seçilmiş, milyar dolarlık ihracat yapan, binlerce kişiye istihdam sağlayan biriydi Kaya Tuncer.
*
NASA’daki ilk Türk, aradığı Türk’ü bulmuştu... “Uzay Kampı kuralım” dedi.
*
Ve, 2000 senesinde birlikte kestiler Uzay Kampı’nın kurdelesini... Dünyada sadece beş tane var. İkisi ABD’de, biri Belçika’da, biri Kanada’da, biri Türkiye’de... Sümüklü İzmir’de!
*
Bugüne kadar, 10 bini yabancı, 95 bin çocuk eğitildi orada... 45 ülkeden; Almanya’dan, Fransa’dan, Yunanistan’dan, Rusya’dan, Arap ülkelerinden 7-16 yaş grubu öğrenciler geliyor koşa koşa.... Böyle bir kampa sahip oldukları için Türk çocuklarına gıpta ediyorlar. Burs var.
*
Adı üstünde, kamp... 5 günlük, 6 günlük yatılı programlar da var, günübirlik programlar da... 10 farklı simülatör bulunuyor, biri Discovery uzay mekiğinin bire bir kopyası, yer kontrol merkezi var, uçuş canlandırılıyor. Sıfır yerçekimi sistemi var, Ay’da yürüme hissi yaşanıyor. Mars kolonisi var, Mars’a inen Anka Kuşu’nun paletli robotu var, ben kullandım mesela... Yetişkinlere de açık çünkü... Eğitim kadrosu, Türk ve Amerikalı uzmanlar... Roket bilimi, fiziğin, kimyanın temel ilkeleri öğretiliyor, roket yapılıyor, roket fırlatılıyor. Astronomi, meteoroloji, teleskop, telsiz, radar, topraksız ortamda bitki yetiştirme gibi dersler... Müze var.
*
Astronotlar geliyor. Ders veriyor. Yaşadıklarını anlatıyor. Discovery uzay mekiğinin kaptanı Steve Lindsey... İnfilak etmeden önce Challenger uzay mekiğinin
pilotu olan John McBride... Discovery’le gidip Mir uzay istasyonunda biyolojik deneyler yaparak, Atlantis uzay mekiğiyle dönen ve uzayda en uzun süre kalan kadın unvanına sahip Shannon Lucid... Üç defa giden, dünya etrafında 10 milyon kilometre yapan Charles Walker... İnfilak etmeden önce Columbia
uzay mekiğiyle 381 saat uçan Jay Buckey... Rus kozmonot Juri Baturin.
*
Burada eğitim gören çocukların ufku genişliyor, bilime yöneliyorlar. Astronot çıkarırsak, elbette badem olmayacak,
hava kuvvetlerimizin yetenekli pilotlardan
biri olacak... Ancak, Türkiye, uzaya dair gelişme kaydederse, yazın bi kenara,
bu çocukların arasından çıkacak.
*
Ve, şimdi sıkı durun...
*
Türkiye’deki Uzay Kampı’nın sponsorlardan biri kim biliyor musunuz... Boeinggg!
*
Bizim cumhurbaşkanı, Boeing alalım,
bizi uzaya götürün diyor... Halbuki, aynı Boeing, bizim çocukları uzaya götürmek
için üste para veriyor, haberi yok!
*
E hal böyleyken, yazmadan olmaz... Amerikalılar, 1977’de insansız araç
Voyager’ı uzayın derinliklerine göndermiş, gönderirken de 55 ülkenin lisanından mesaj yüklemişti... Türkiye’nin düşüne düşüne uzaylılara gönderdiği mesaj şuydu:
“Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayrolsun...”
*
Hem vallahi, hem billahi.
*
Tahminim bugün yarın cevap gelir uzaylılardan: “Sayın Türk arkadaşlarımız, uyanın da balığa gidelim!”
Bizim cumhurbaşkanı “Boeing alalım, bizi astronot yapın” demiş de... Obama da “Valla sermayesi kurtarmaz, fiş almazsanız belki” demiş filan.
*
Üzülüyor insan.
*
İsmail Akbay...
Bursa Tirilyeli köy çocuğuydu. Haydarpaşa Lisesi’ni bitirip, ABD’ye gitti, Tennessee Üniversitesi’nden fizik mühendisi çıktı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye kaçırılan Alman roketbilimci Von Braun tarafından seçildi, NASA’daki ilk Türk oldu... 1969’da insanoğlunun Ay’a ayak basmasını sağlayan Apollo projesinde yer aldı. Apollo-Soyuz projesinin yanı sıra, uzay istasyonu
Skylab’ın motor entegrasyonunda çalıştı. Türkiye, makam arabası almaktan planöre
bile bütçe ayırmazken, tam 31 sene
NASA’da yöneticilik yaptı.
*
“Memleketim için ne yapabilirim” diye kafa yorarken, İzmirli işadamı Kaya Tuncer’le tanıştı... Kaliforniya Berkeley mezunu, Ege Serbest Bölgesi kurucusu, Ellis Adası Şeref Madalyası sahibi, Türk-Amerikan Bilim Adamları Derneği tarafından Yılın İşadamı seçilmiş, milyar dolarlık ihracat yapan, binlerce kişiye istihdam sağlayan biriydi Kaya Tuncer.
*
NASA’daki ilk Türk, aradığı Türk’ü bulmuştu... “Uzay Kampı kuralım” dedi.
*
Ve, 2000 senesinde birlikte kestiler Uzay Kampı’nın kurdelesini... Dünyada sadece beş tane var. İkisi ABD’de, biri Belçika’da, biri Kanada’da, biri Türkiye’de... Sümüklü İzmir’de!
*
Bugüne kadar, 10 bini yabancı, 95 bin çocuk eğitildi orada... 45 ülkeden; Almanya’dan, Fransa’dan, Yunanistan’dan, Rusya’dan, Arap ülkelerinden 7-16 yaş grubu öğrenciler geliyor koşa koşa.... Böyle bir kampa sahip oldukları için Türk çocuklarına gıpta ediyorlar. Burs var.
*
Adı üstünde, kamp... 5 günlük, 6 günlük yatılı programlar da var, günübirlik programlar da... 10 farklı simülatör bulunuyor, biri Discovery uzay mekiğinin bire bir kopyası, yer kontrol merkezi var, uçuş canlandırılıyor. Sıfır yerçekimi sistemi var, Ay’da yürüme hissi yaşanıyor. Mars kolonisi var, Mars’a inen Anka Kuşu’nun paletli robotu var, ben kullandım mesela... Yetişkinlere de açık çünkü... Eğitim kadrosu, Türk ve Amerikalı uzmanlar... Roket bilimi, fiziğin, kimyanın temel ilkeleri öğretiliyor, roket yapılıyor, roket fırlatılıyor. Astronomi, meteoroloji, teleskop, telsiz, radar, topraksız ortamda bitki yetiştirme gibi dersler... Müze var.
*
Astronotlar geliyor. Ders veriyor. Yaşadıklarını anlatıyor. Discovery uzay mekiğinin kaptanı Steve Lindsey... İnfilak etmeden önce Challenger uzay mekiğinin
pilotu olan John McBride... Discovery’le gidip Mir uzay istasyonunda biyolojik deneyler yaparak, Atlantis uzay mekiğiyle dönen ve uzayda en uzun süre kalan kadın unvanına sahip Shannon Lucid... Üç defa giden, dünya etrafında 10 milyon kilometre yapan Charles Walker... İnfilak etmeden önce Columbia
uzay mekiğiyle 381 saat uçan Jay Buckey... Rus kozmonot Juri Baturin.
*
Burada eğitim gören çocukların ufku genişliyor, bilime yöneliyorlar. Astronot çıkarırsak, elbette badem olmayacak,
hava kuvvetlerimizin yetenekli pilotlardan
biri olacak... Ancak, Türkiye, uzaya dair gelişme kaydederse, yazın bi kenara,
bu çocukların arasından çıkacak.
*
Ve, şimdi sıkı durun...
*
Türkiye’deki Uzay Kampı’nın sponsorlardan biri kim biliyor musunuz... Boeinggg!
*
Bizim cumhurbaşkanı, Boeing alalım,
bizi uzaya götürün diyor... Halbuki, aynı Boeing, bizim çocukları uzaya götürmek
için üste para veriyor, haberi yok!
*
E hal böyleyken, yazmadan olmaz... Amerikalılar, 1977’de insansız araç
Voyager’ı uzayın derinliklerine göndermiş, gönderirken de 55 ülkenin lisanından mesaj yüklemişti... Türkiye’nin düşüne düşüne uzaylılara gönderdiği mesaj şuydu:
“Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayrolsun...”
*
Hem vallahi, hem billahi.
*
Tahminim bugün yarın cevap gelir uzaylılardan: “Sayın Türk arkadaşlarımız, uyanın da balığa gidelim!”
Dün Gece Vicdan...BEKİR COŞKUN / CUMHURİYET
Dün Gece Vicdan...
Yani şimdi Cumhuriyeti savunanları
hapishanede tutmaya karar verdiler... Ama domuz bağı ile insanları boğup villaların bodrumuna gömen Hizbullahçıları serbest bıraktılar...
Öyle mi?..
...İnsanlara yaşam veren, bir tek hastanın sancısı varsa ranzanın dibinde uyuyan, bilim adamı, doktor, cerrah, insan, adam, hoca Mehmet Haberal mahkûm olmadan 10 sene tutuklu kalabilecek...
Bir kişinin burnu kanasa, kelimeleri, cümleleri, satırları ağlayan Mustafa Balbay...
Tuncay Özkan...
Dili "Laik, çağdaş cumhuriyet yaşasın" diyen nice Atatürkçü aydını, mahkûm olmadıkları halde cezaevlerinde tutabilecekler...
Ama "dinsiz" saydıkları kim varsa kaçırıp domuz bağı ile öldürüp mahzenlere gömenleri dün gece salıverdiler...
*
AKP'nin yine bir gece değiştirdiği yasa ile gerçekleşti bu...
O yasa yılbaşında yürürlüğe girdi ve böyle oldu...
* Dün gece vicdan sızladı...
Eğer sızlayan vicdanların sesi duyulsaydı, eminim gökyüzü çığlık çığlığaydı dün gece...
Vurulan duygular, akıl, izan, mantık, ahlak, merhamet... Boşuna kanat çırparak ve çırpınarak yuvarlandılar karanlıkta...
Ve tüm yarasalar uçtu...
Hukuk, hukuksuzluğun ve zulmün kendisi oluverdi...
Birer kör kurşun gibi her şeyi delip geçti...
Hukuk adına...
•
Eğer dinci iktidarın istilasına karşı çağdaşlığın yanında yer almak, insanları domuz bağı ile boğup gömmekten daha büyük bir suç sayılmaya başlanmışsa...
Ve infaz aleti hukuk olmuşsa...
Taş dayanmaz...
•
Hâlâ umursamaz, hâlâ aldırmaz, hâlâ sessiz kalacak var mı?..
Yine de tüm bu olanları görmezlikten gelecek bir millet, taştan beter, topraktan sessiz...
Olabilir mi?..
Sızlamamış olabilir misin dün gece ey vicdan?..
BEKİR COŞKUN / CUMHURİYET
Dün Gece Vicdan...
Yani şimdi Cumhuriyeti savunanları
hapishanede tutmaya karar verdiler... Ama domuz bağı ile insanları boğup villaların bodrumuna gömen Hizbullahçıları serbest bıraktılar...
Öyle mi?..
...İnsanlara yaşam veren, bir tek hastanın sancısı varsa ranzanın dibinde uyuyan, bilim adamı, doktor, cerrah, insan, adam, hoca Mehmet Haberal mahkûm olmadan 10 sene tutuklu kalabilecek...
Bir kişinin burnu kanasa, kelimeleri, cümleleri, satırları ağlayan Mustafa Balbay...
Tuncay Özkan...
Dili "Laik, çağdaş cumhuriyet yaşasın" diyen nice Atatürkçü aydını, mahkûm olmadıkları halde cezaevlerinde tutabilecekler...
Ama "dinsiz" saydıkları kim varsa kaçırıp domuz bağı ile öldürüp mahzenlere gömenleri dün gece salıverdiler...
*
AKP'nin yine bir gece değiştirdiği yasa ile gerçekleşti bu...
O yasa yılbaşında yürürlüğe girdi ve böyle oldu...
* Dün gece vicdan sızladı...
Eğer sızlayan vicdanların sesi duyulsaydı, eminim gökyüzü çığlık çığlığaydı dün gece...
Vurulan duygular, akıl, izan, mantık, ahlak, merhamet... Boşuna kanat çırparak ve çırpınarak yuvarlandılar karanlıkta...
Ve tüm yarasalar uçtu...
Hukuk, hukuksuzluğun ve zulmün kendisi oluverdi...
Birer kör kurşun gibi her şeyi delip geçti...
Hukuk adına...
•
Eğer dinci iktidarın istilasına karşı çağdaşlığın yanında yer almak, insanları domuz bağı ile boğup gömmekten daha büyük bir suç sayılmaya başlanmışsa...
Ve infaz aleti hukuk olmuşsa...
Taş dayanmaz...
•
Hâlâ umursamaz, hâlâ aldırmaz, hâlâ sessiz kalacak var mı?..
Yine de tüm bu olanları görmezlikten gelecek bir millet, taştan beter, topraktan sessiz...
Olabilir mi?..
Sızlamamış olabilir misin dün gece ey vicdan?..
BEKİR COŞKUN / CUMHURİYET
ADALETİNİZ BATSIN..e.çölasan

ADALETİNİZ BATSIN
BU nasıl adalettir? Olaya iki ayn yönden bakalım. İlki, cezaevlerinde on binlerce tutuklu var. Bunlar hakkında henüz hüküm verilmemiş. Adalet çarkı geç dönüyor, insanlar mahkemelerden karar bekliyor... Ve kararlar bir türlü çıkmıyor.
İkincisi, yeni yılla birlikte bazı tutuklular bırakılıyor.
Özellikle Hizbullahçdar, mafyacılar, PKK'lılar...
Adam yedi kişiyi öldürmüş, bırakıldı.
Adamlar şeriatçı. Din devleti kurmak için bir sürü insanı işkence yaparak öldürmüşler... Onlar şimdi serbest. PKK'lılar da öyle.
Özellikle Ergenekon'dan yargılanan Türkiye'nin aydın insanlan ise Silivri'de. Önlann asla bırakılmayacağı anlaşılıyor.
Bu nasıl adalettir? Bu nasıl hukuktur? Anlayan var mı?
Anayasa değiştirdiler, yargının tamamını ele geçirdiler. Referandum öncesinde yırtındık...
"Ey milletim, bu anayasa değişikliğinin bütün amacı, AKP'nin yargıyı ele geçirmesidir. Gerisi palavra, göz boyamacadır. Bu tuzağa düşmeyin..."
Nitekim yüzde 58 evet oyu ile başardılar. Tuzağa düşmeyenlerin oranı yüzde 42'de kaldı.
Referandumdan bu yana dört aya yakın bir süre geçti. Hani o palavralar nerede şimdi?..
Kadınlara, gazilerimize bir sürü haklar vereceklerdi!.. Özgürlükler artacaktı!..
Hani nerede? Bir düşünün bakalım, -nerede?
Olsun varsın, yargı artık AKP'nin eline geçti, Anayasa Mahkemesi, HSYK zaptedildi ya!.. Şimdi sırada iki kurum kaldı: Yargıtay ve Danıştay.
Onların da işini yakında bitirecekler.
• • •
Referandum öncesinde bağırıyorlardi:
"Adalet, hak, hukuk!.."
Mahkemeler tıkanmış, dava dosyalan milyonlara ulaşmıştı. Hakimler ve savcılar bunalıyor, davalar anormal gecikiyordu.
Bunlara bir çözüm getirmeyi asla düşünmediler. Tek düşündükleri, yargıyı ele geçirmekti ve başardılar!
Evet, şimdi tahliyeler başladı. Cezaevlerinden öncelikle Hizbullah boşaltılıyor. Tahliye edilen Hizbullah takımı büyük gösterilerle, tekbirler getirilerek karşılanıyor.
Katiller, uyuşturucu baronları, tecavüzcüler, PKK'lılar tek tek bırakılıyor. Önümüzdeki günlerde pek çoğu tahliye edilmiş olacak.
Silaha ve teröre bulaşmamış, işkencelerle adam öldürmemiş yurtsever aydınlarımız ise tahliye edilmeyi daha çoook bekleyecek!
Bu nasıl adalet, bu nasıl hukuk?
Adaletiniz batsın.
ENFLASYON DÜŞERKEN CİĞERCİ NACİ NE DİYOR!!!
YİNE yaşadınız ey memurlar, işçiler ve emekliler!.. Her türlü malın fiyatı düşüyor, dolayısıyla enflasyon eksi çıkıyor! Baksanıza, aralık ayında fiyatlar yine düştü, yıllık enflasyon yüzde 6 olarak belirlendi.
Bu rakamları belirleyen kim? Tayyip'in emrindeki TUİK. (Türkiye İstatistik Kurumu.)
Bu kurum her ay çeşitli maddelerin fiyatlannı inceler, onları yılın başında açıklanan tahmini enflasyon rakamlarına göre uyarlar. Örneğin özellikle son aylarda keçiboynuzu, epilasyon aleti, göz lensleri, dikenli tel, sönmüş ve sönmemiş kireç fiyatlannda gözlenen fiyat düşüşleri milletimize son derece yararlı oldu, parasal açıdan rahatlattı.
Enflasyon böyle düşük çıkınca, maaşlara da ister istemez az zam gelecek.
Yapılacak zammın az veya çok olması hiç önemli değil. İşçi, memur, emekli kesimi zaten rahat yaşadığı için, fazla bir şey değişmez.
Bu dünyada uyanık olacaksın kardeşim, uyanık!
Enflasyon rakamlarını öyle bir düşük göstereceksin ki, maaş artışları düşük olsun. İşte, şimdi binde 2 zam verilecek.
Yetmez mi? Yeter de artar bile.
• • •
Dün Ankara'nın Tunalı Hilmi caddesinde bir ses arkamdan bağırıyor:
- Emin Bey, şu ciğer fiyatlarını da bîr yazsanız.
Arkaya döndüm, karşımda Ankara'nın ünlü seyyar ciğercisi Naci.
- Emin Bey lütfen yazın bunu. Ciğerin kilosu 29 liraya çıktı, haberiniz var mı?
- Vaîla yok Naci Bey. Peki geçen yıl kaç para idi?
- Geçen yıl sekiz liraya aldığımız kuzu ciğeri bu yıl 29 lira oldu, dana ciğeri 24 oldu. Yani enflasyon düşüyormuş, öyle diyorlar da!
Naci ilginç adamdır. Kamyoneti ile seyyar ciğercilik yapar, bembeyaz, tertemiz giysileriyle karısının pişirdiği Arnavut ciğerini ekmek arası satar. Cep telefonu vardır, isteyen Naci'yi çağırıp nefis ciğerini yer.
Aynlırken kartını verdi:
"Arnavut ciğercisi Naci. Alo Naci neredesin. Ciğeri Naci'den yiyeceksin. 532/ 367 38 77."
(Burada gariban bir seyyar ciğercinin reklamını yaptığım için kızmayın. Büyük patronlann, gazetecilere avanta sağlayanların reklamını yapacak değilim ya!)
Naci yakınıyordu:
- Böyle artış olur mu Emin Bey. Ciğer fiyatı artınca ben de ister istemez zam yapıyorum, müşterilerim kızıyor. Zannediyorlar ki ben onlara kazık atıyorum.
• • •
Sevgili okuyucularım, ben bu enflasyon rakamlarının gerçek ve dürüst bir biçimde hesaplandığına asla inanmadım. Ne yazık ki bu karmaşık konuda, elimizde hiçbir kanıt yok. Fiyatlar artar ama endeksler ya çok düşük, ya da eksi çıkar.
Yılın başında açıklanan hedeflere yıl sonunda mutlaka ulaşılır]
TUİK bir devlet kurumu. Doğrudan Başbakanlığa bağlı bir yer. Bu kurumun gerçek enflasyonu açıklayıp hükümetin şimşeklerini üzerine çekmesi mümkün müdür?
Genel müdür birkaç kez kulağı çekildikten sonra aynı dürüstlüğü sergilerse derhal görevden alınır ve işi bitirilir. Zaten oraya iktidara en yakın, iktidar açısından en güvenilir adamlar getirilir.
Ey vatandaşım şunu iyi bil, enflasyonu düşük göstermekle, yılın başında yapılacak maaş zamlarını azaltıyorlar.
Örneğin enflasyon bir puan yüksek çıksa, memura ve emekliye verilecek zamların tutarı yüzlerce trilyona ulaşacak. Dolayısıyla, rakamların üzerinde oynanması son derece normal!
Nitekim iki gün önce açıklanan rakamlarla, Tayyip'in bütçesine en büyük destek sağlanmış oldu.
Vatandaşım, sen rahat ol! Epilasyon aleti, sönmüş ve sönmemiş kireç, keçiboynuzu, telörgü al.
Onlar ucuzlamış, afiyetle yersin!
EMİN ÇÖLAŞAN / SÖZCÜ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Para - borsaile ilgili herşey
sitene html kodları
HTML KODLARI SEÇ BEĞEN
- Sitene Direkt Okunan Süper Fıkra Koy
- Sitene Fıkra Menüsü Koy Ekle
- Güncel Dış haberleri Sitene Ekle
- Sitene Şans Oyunları Sonuçları
- Efekt
- Sitenede Çıkınca Mesaj Verilsin
- Tüm Sayfayı Soldan Sağa Kaydırma
- Resim Slayt
- Haber Kodu Sitene Hber Koy
- Sitende Jennifer Lopez - Get Right Çalsın
- Sitende Beyonce - Naughty Girl Çalsın
- Sitende Celine Dion - My Heart Will Go On (tıtanıc) Çalsın
- Sitende Eminem - Mocking Bird Çalsın
- Sitende Eminem Ass Like That Çalsın
- Sitende Sean Paul - We'll Be Burning Çalsın
- Sitende 50 Cent - Just A Lil Bit Çalsın
- Sitene Canlı TV Ve Radyo Ekleyin
- Sitene Takvim Ekle
- Gelişmiş Arama Motoru
- bilgi.com un Web Arama Motoru
- bilgi.com un Video Arama Motoru
- Google Arama Motorunu Sitene Koy
- Sitene Yahoo Arama Motorunu Ekle
- Sitene LiveSearch Arama Motorunu Koy
- Giriş Sayfası Yapma Kodu
- Sitende Türkçe Tarih Olsun
- Kayarak Açılan Sayfa
- 24 Saat Müzik Kaliteli Radyo
- Sayfanıza Sihay Baloncuk Yağsın
- Sitenize Sağ Tuş Engeli Koyma
- Resmin Kodu
- Resmin Kodu 2
- Resmin Kodu 3
- Boyuna Haber Kodu
- Siteni Animasyonlu Bir Şekilde Aç
- Sitene Canlı Radyo Koy
- Sitende 20 Tane Oyun Yayınla
- Sitene Başka 20 Tane Oyun Koy
- Dünya nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Web Siteleri Kodu
- Sitene Dünyanı En Çok Ziyaret Edilen Sitelerinin Listesini Koy
- Google ı Sitenin İçine Koy
- Bilgisayara Göz Atma Kodu
- Sitene Kutucuk Koy
- Button Kodu
- Giris Sayfası Yapma Kodu
- Linke Gelince Altta ve Üstte Çizgileri Oluşuyor!
- Döviz Kurları
- Devletim.com Listesi
- Sitene Video Oyun Animasyon
- 8 Tane Güncel Oyun
- Günlük Burç
- Güncel Teknoloji Haberleri
- Sitene Güncel Magazin Haberleri
- Matrix Arka Plan Efekti
- Sayfa Her Yenilendiğinde Arka Planın Rengi Değişir
- Uzay Arka Plan
- Buttonun Üstüne Gelince Kaçıyor
- Mause Efekti Mausenin Etrafında Renkli Pullar Dönüyor
- Mause Arkasından Renkli Renkli Simler Bırakıyor
- Sitene Dıgıtal Saat Koy
- Sitene Açılan Menü Ekleyin
- Resim Efektleri Resme Tıkla Uçsun
- Sitenizde Kilo Hesaplayıcınız Olsun
- Sitenize Gazeteler Köşesi
- Tüm İllerin Hava Durmuları
- Süper Haber Listesi Kodu
- Sitenize TV Dde Bugün Menüsü
- Siten İçin Süper Bir Arama Motoru
- Güncel İnternet Haberleri
- Hergün Güncellenen Spor Haberleri
- Efekt
- Sitenede Çıkınca Mesaj Verilsin
- Tüm Sayfayı Soldan Sağa Kaydırma
- Resim Slayt
- Haber Kodu Sitene Hber Koy
Yabancı Kaynaklar
<CNN (ABD) New York Times (ABD) Usa Today (ABD) Washington Post (ABD) Der Spiegel (Almanya) Die Welt (Almanya) The Australian (Avustralya) Le Soir (Belçika) Jornais do Brasil (Brezilya) China Online (Çin) Lemonde (Frana) Liberation (Fransa) Dernieres Nouvelles d'Alsace (Fransa) Tous les journaux (Fransa) The Sun (İngiltere) Guardian (İngiltere) Periodicos (İspanya) Giornale (İtalya) Corriere Della Sera (İtalya) Japan Times (Japonya) Ahram (Mısır) Dawn (Pakistan) Jornais Portugueses |
Akşam Gazetesi
Birgün Gazetesi
Bugün Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Evrensel Gazetesi
Güneş Gazetesi
Halka ve Olaylara Tercüman
Hürriyet Gazetesi
Kurultay
Milli Gazete
Milliyet Gazetesi
Ortadoğu Gazetesi
Radikal Gazetesi
Sabah Gazetesi
Star Gazetesi
Şok Gazetesi
Takvim Gazetesi
Türkiye Gazetesi
Vakit Gazetesi
Vatan Gazetesi
Yeni Asya Gazetesi
Yeniçağ Gazetesi
Yeni Mesaj Gazetesi
Yeni Şafak Gazetesi
Zaman Gazetesi