Bu ülkenin aydınlık insanları. Size Cumhuriyet yakışır.
|
Üç örnek
Bir kadın bakan vardı. Göz dolduran, geleceğin büyük lideri ve başbakanı olarak bakılan, son derece sevilen genç bir siyasetçi.
Bir gün işinden çıkıp evine giderken alışveriş yapmak için süper markete girdi. Çocuğuna küçük bir çikolata aldı. Çantasını karıştırırken telaş içinde özel kredi kartı yerine, devlet işlerinde harcaması için verilen kartı kullandı.
Yanlışlığı fark etmemişti ama ödemeler gelince iş ortaya çıktı.
Ve o parlak politikacı, yaptığı hatadan dolayı halktan özür diledi, bakanlıktan istifa etti; siyasetten tamamen çekildi.
Üç kuruşluk bir çikolata, geleceğin başbakan adayı genç kadının kaderini değiştirmişti.
Bu olay İsveç�te geçti.
Genç bir milletvekiliydi.
Partisinde çok seviliyor, siyasette hızla yükseliyor ve her gün basında övgüler alıyordu.
Göçmen kitlesine mensup olmasına rağmen ülkenin en etkili politikacılarından birisi haline gelmişti. Bakan olması konuşuluyordu.
Ama tam o sırada bir yanlışlık yaptığı ortaya çıktı.
Resmi görevle uçtuğu zaman kazandığı havayolu millerini, yakınlarına bilet almak için kullanmıştı.
Büyük bir ihtimalle kendisi farkında bile değildi bunun.
Sekreteri, ona ve ailesine bir seyahat ayarladığı zaman, herkesin yaptığı gibi birikmiş millerini soruyor ve onları kullanıyordu.
Ama olay ortaya çıkınca bu genç siyasetçi halktan özür diledi, siyasetten çekildiğini açıkladı, seçimlere girmedi ve yıllarca köşesinde oturdu.
Bu olay da
Almanya�da geçti.
Belediye başkanları, meclis üyeleri, bakanlar, milletvekilleri vardı.
Yapılan her ihaleden pay aldılar, imar izinlerini büyük paralara sattılar, inşaatlara daha fazla kat izni vererek �hava�dan para kazandılar, ulaştırma, gaz, iletişim, elektrik, inşaat, metro işlerini yapan yerli-yabancı şirketlere ortak oldular. Milyarlarca doları oldu. Bunları başka isimlerle, gizli hesaplarla Lichtenstein, Cayman Adaları gibi yerlerdeki bankalara yatırdılar.
Türkiye�nin ulusal servetlerini yabancılara
peşkeş çekerken, kendileri de başka isimler altında hisse sahibi oldular.
Sonra kiminin yargılanmasına Danıştay izin vermedi, kimi Meclis�e kapağı atıp dokunulmazlık zırhına kavuştu... Kısacası kimsenin burnu bile kanamadı.
Halk da onları �Seninle gurur duyuyoruz!� diye alkışladı.
Partileri ANAP, CHP, SHP, AKP vs. gibi değişik isimler taşıyordu ama yolsuzluk söz konusu olduğunda aralarında hiçbir fark yoktu.
Bu olay Türkiye�de geçti.
Bizde bir atalar sözü vardır �ört ki ölem!� diye, hatırlıyor musunuz?
Halk bu işten son derece rahatsız olup, yolsuzlukların hesabını sormaya karar verene kadar bu iş böyle gidecek.