Öğrencilerle aynı yemekhanede aynı tepsiyi taşıyan bir lider... Milli Şef'in oğlu... Dünyaca ünlü fizikçi... Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı... Sosyal demokratların Onursal Başkanı... Fotoğraf makinemize takılan bu karenin tek bir adı vardı: Erdal İnönü...
Siyasetin nezaketle, zarafetle, hoşgörüyle, en önemlisi koltuk hırsı olmadan da yapılabileceğini gösteren... En ağır eleştirilere tebessümle karşılık verebilen... Bir salon adamı olsa da her kesimden insanımızla kolayca diyalog kurabilen... Dürüst, içten, sempatik bir liderdi Erdal İnönü...
Tabii ciddi ve başarılı bir bilim adamıydı aynı zamanda. Dün, arkasından binlerce hoş anı bırakarak ayrıldı aramızdan.
Kendisini o şahsına münhasır esprilerinden bir demetle ve de saygıyla selamlıyoruz...
* * *
Erdal Bey'e, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Yanıt müthiştir:
- Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!
* * *
Hikmet Çetin anlattı... Erdal İnönü'ye hakaret eden bir partilinin ihracı konuşulmaktadır.. Yardımcıları partilinin ihracında ısrar ederler... Erdal İnönü ise karara karşı çıkmaktadır... Sonunda dayanamaz, tartışmayı şu sözlerle bitirir:
- Adam size küfretmemiş ki, bana etmiş... Size ne oluyor?
* * *
Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında duman altı olmaktan fena halde rahatsızdır. Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü:
- Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek,
olunca arka sıralardan bir üye:
- Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim, diye itiraz etmeye kalkışır. İnönü'nün cevabı:
- Antidemokratik isteklerde oylama olmaz!
* * *
Seçim otobüsüyle bir yere gidiliyor. Otobüsün kornası aniden bozulmuş, ötüp duruyor. Şoför otobüsü sağa çekip durdurmuş, arızayı gidermeye çalışıyor ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:
- Kablosunu kopar, diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz ediyor:
- Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder