Sevgili dostlar, bu tezi daha önce de sizlere aktarmış ve iddianın açılımında “Türk halkının, yükselen şeriat tehlikesi” eşliğinde, en zoru yaşadıktan sonra, İran’a yönelik bir ABD operasyonuna daha açık destek vereceğini belirtmiştim...
Hâlâ aynı düşüncedeyim; amaç “Türkiye’de bir İslam Devleti kurdurmak” değil, Türk halkına “en kötüyü” gösterip, bu tehlikeyi İran ile “özdeşleştirdikten” sonra, Türkiye’yi “yeni yolda” kullanmak... Bu arada bir not düşeyim; var olan ekonomik trend ABD’nin kesinlikle İran’a saldırmasını gerektiriyor...
Peki bütün bunların “başlık” ile daha net alakasını nasıl kurabiliriz?
Onu da arz edeceğim fakat ilk etapta sizlere Pentagon’a sunulan ve Siyasi işlerden sorumlu savunma müsteşarlığının “RAND CORPORATION’a” hazırlattığı rapordan bazı cümleleri aktarmak istiyorum. Alıntıyı dün VATAN Gazetesi’nde çıkan internet “metninden” yapıyorum...
Ne diyor Amerikalılar? Mesaj çok açık, aynen aktarıyorum;
“...AK Parti’nin başarısının İslami kökleri olan siyasi hareketin gücü’nü gösterdiği savunulan raporda, Refah ve Fazilet gibi selef partilerden çok farklı olduğu belirtiliyor. Raporda, AB yolunda diğer dinlere ait azınlıkların haklarını da içeren reformlar yapıldığına dikkat çekiliyor... RAND raporunda önümüzdeki 10 yılda Türkiye için dört ana muhtemel senaryodan söz ediliyor: AKP’nin ılımlı, AB eğilimli bir yol izlemesi, sinsi İslamlaşma, AKP’nin yargı tarafından kapatılması ve askerî darbe... Rapora göre, AKP kapatılmazsa ve iktidarda kalırsa, laikçileri tahrik edecek ve laik-dindar dengesini değiştirecek icraatlar yönünde bastırma hususunda ‘daha ihtiyatlı’ olacak... Kemalist idareci sınıfın Türkiye’de hâlâ ‘büyük oranda hakim’ olduğu kaydedilen raporda, siyasette dinin kabul edilir rolünü tanımlayan çizgileri aşan herhangi bir hükümet, siyasi gerilime sebebiyet verecek ve muhtemelen askerî müdahaleyi tahrik edecektir...”
Peki bütün bunlardan sonar ana başlığa döner ve sorarsak; İran operasyonu, AKP’nin kapatılma davasından neden daha önemli?
Maddeler halinde aktarayım;
* Varolan ekonomik yapı gereği ABD, ekonomiyi ayakta tutmak için İran’a saldırmak zorunda... Girilen askeri-sanayi kompleks yolundan dönüş yok...
* İran’a saldırı için “Türkiye’nin desteği şart” ve ikinci bir Irak “olayı” ABD tarafından göze alınamaz...
* Erdoğan’lı AKP ile “İran olma yolunda kendini” zorda hisseden Türk Halkı, İran operasyonuna daha net destek verme noktasına itiliyor...
* İran operasyonu olacaksa; ya Erdoğansız bir AKP veya “raporda da geçen” başka seçenekler “tez-antitez” döngüsünde gündeme gelebilir...
* Türkiye’de rejimin geleceği bile ABD’nin İran’a yapacağı bir operasyonda “nasıl daha rahat” edebileceğine bağlı olarak, Amerika tarafından “zorlanacaktır”...
Sevgili dostlar, uzun lafın kısası; her seçenekte bana göre kaybeden tek bir kişi olacak; Erdoğan... Bu yazıyı kesin saklayın, bugün Erdoğan’ın yanında olanların nasıl “alternatif” veya “akil adam” pozunda “ortaya döküleceklerini” göreceksiniz... Yazılabilecek kalıp içinde bu kadar yazabildim...
Sonuç: Erdoğan’ın danışmanları mutlaka vardır, oyunun nereye döndüğünü görüyorlardır ama bir de ben yazayım; bütün oyun “Erdoğansız” bir AKP, olmazsa “Amerika’nın kendini garanti altına alacağı” başka “senaryolara” dönüyor... Ve iddia ediyorum; Türkiye’de siyasetteki gelişmeleri hatta siyaset yapıp yapamayacağımızı dahi İran operasyonunun kaderi belirleyecek...
**********************
Yedinci yüzyılda Çin’de yaşayan Lao Tzu, Taoizm adlı yaşam felsefesinin kurucusu ve bunun en kutsal kitabı olan Tao Te Ching’in yazarıdır.
Taoizm müritlerine doğal ve yalın bir hayat tarzı önerir ve doğanın akışına karşı çıkmamayı tavsiye eder.
Tao Te Ching şiir şeklinde yazılmıştır. Benim akıl olarak vermek istediğim şiirin numarası 126’dır. İngilizceden kendi çevirimle, şöyle diyor:
Yedinci yüzyılda Çin’de yaşayan Lao Tzu, Taoizm adlı yaşam felsefesinin kurucusu ve bunun en kutsal kitabı olan Tao Te Ching’in yazarıdır.
Taoizm müritlerine doğal ve yalın bir hayat tarzı önerir ve doğanın akışına karşı çıkmamayı tavsiye eder.
Tao Te Ching şiir şeklinde yazılmıştır. Benim akıl olarak vermek istediğim şiirin numarası 126’dır. İngilizceden kendi çevirimle, şöyle diyor:
İnsan dünyaya geldiğinde yumuşak ve esnektir,
İnsan öldüğünde sert ve katıdır,
Bitkiler canlı iken yumuşak ve körpedir,
Bitkiler öldüklerinde çürük ve kurudurlar.
Demek ki sert ve bükülmez olan ölüme aittir,
Yumuşak ve esnek olan hayata aittir.
Sert ve kudretli olanlar yere çakılır,
Mütevazı ve yumuşak olanlar yükseklere çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder