Şükrü KIZILOT
İçi bizi yakıyor, dışı yabancıları serinletiyorBAŞLIĞA bakıp, bilmece sorduğumuzu düşünmeyin.
Türkiye ekonomisinin üç temel sorunundan biri olan sıcak paradan söz ediyoruz. Bazıları "sıcak para" deyince, bunu "sıcak ekmek" gibi anlıyor ve "Sıcak sıcak para gelmiş. Bunun neresi sorun?" diye düşünüyorlar. Önce bu deyimin tam karşılığının "emanet para" olduğunu belirtelim.
Yabancılar, yıllardır Türkiye'ye oluk oluk para getiriyorlar. Tablo-I'de ayrıntısı verilen 88 milyar dolar civarındaki bu parayı, YTL'ye çevirip Hazine bonosu, Devlet tahvili ve mevduata yatırıyor ya da borsada değerlendiriyorlar. Ardından da döviz cinsinden yüzde 20 civarında getiri sağlıyorlar (Tablo-II). Oysa, paralarını ülkelerinde değerlendirseler; bono ya da mevduat faizi olarak yüzde 2 4 arasında getiri sağlayacaklar.
ÜSTELİK VERGİ DE YOK
Başlangıçta yabancıların Türkiye'de elde ettikleri bono-tahvil ve borsa kazançları, vergiye tabi idi. Yaklaşık 4.5 milyar dolar para çıkışının olduğu, doların da 1,31 YTL'den 1,58 YTL'ye zıpladığı 2006 yılı mayıs ayındaki "mini kriz" sırasında yabancılar, o tarihte yüzde 15 olan stopajın, sıfırlanmasını istediler. Ardından, bir anlamda kapitülasyon verilerek, Temmuz 2006'da stopaj (vergi kesintisi) sıfırlandı. Türklerden ise vergi alınmaya devam edildi.
O gün bugün yabancılar, Tablo-III'te de görüldüğü gibi, Türkiye'de dünyanın en yüksek faizini elde ettiler ve bir YTL dahi vergi ödemediler. Hálá da ödemiyorlar.
YA KUR YÜKSELİRSE?
Geçen hafta Financial Times, YTL'nin yüzde 65 aşırı değerli olduğunu belirterek, "küresel deflasyonist bir çöküş"e dikkati çekti. Şu anda yabancılar, döviz kurunun düşük kalması hatta düşmesi nedeniyle, "bir taşla iki kuş" vurup, faizden ve kurdan kazanıyorlar.
Ancak, bir gün şemsiye tersine dönüp, kurlar yükseldiğinde, yabancılar için Türkiye cazibesini kaybedecek. İşte o zaman olanlar olacak. Şu anda 88 milyar dolar olan paranın, paniklemesi durumunda, ekonomi allak bullak olacak.
Türkiye ekonomisinin kaçınılmaz sonu maalesef bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder